Adli Sicil ve Arşiv Kaydının Silinmesi İle Yasak Hakların İadesi
Giriş
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu, adli sicil ve arşiv kayıtlarının tutulması ve silinmesi konularında, 3682 sayılı mülga Adli Sicil Kanunu’na göre birçok farklı düzenleme içermektedir (Yılmaz, 2005).
Eski sistemde, kesinleşen ve adli sicile kaydedilen mahkumiyetlerin silinmesine ilişkin otomatik işleyen bir sistem bulunmamakta idi. Yeni sistemde ise, ilgilinin talebi ve mahkeme kararına gerek olmaksızın, infazın bihakkın tamamlanması, ceza mahkumiyetini tüm sonuçları ile ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlığın bulunması, genel af ve zaman aşımı süresinin sona ermesi hallerinde adli sicil kayıtlarının re’sen silinerek arşiv kaydına alınması Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğundadır (Adli Sicil Kanunu, 2005, m. 9).
3682 sayılı Kanun döneminde, adli sicil kayıtlarının silinmesi için belirli sürelerin geçmesi şartı aranmakta iken, 5352 sayılı Kanunla getirilen yeni sistemde, adli sicil kayıtları infazın bihakkın tamamlanması halinde ek bir süre beklenmeksizin silinmektedir (Özdemir, 2006).
3682 sayılı Kanunda, adli sicil kayıtlarının silinmesi için mahkeme kararı gerekmekte ve arşiv kaydına alınmasına yönelik bir usul öngörülmemiştir. Buna karşın, 5352 sayılı yeni Adli Sicil Kanunu m.9’da, adli sicil kayıtlarının cezanın veya güvenlik tedbirinin infaz edilmesi, ceza mahkumiyetini tüm sonuçları ile ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme ve etkin pişmanlık, ceza zamanaşımı süresinin sona ermesi ve genel af hallerinde re’sen silinerek arşiv kaydına alınacağı düzenlenmiştir (Günay, 2007).
Yargı mercilerinin, yetkili seçim kurullarının, özel kanunlarda belirtilen hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının, gerekli olduğunda ve kanunda öngörülen süreler içinde kişilerin daha önce hangi suçlardan mahkumiyetlerinin olduğunu bilmesi kamu yararına olsa da, “ölçülülük” ilkesi, “özel hayatın gizliliği hakkı”, “unutulma hakkı” ve “kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkı” göz önünde bulundurulmalıdır (Kaya, 2008).
Cezanın yalnızca ödeticilik değil, kişiyi uslandırmak ve topluma kazandırmak amacıyla uygulanması gerektiği dikkate alınarak, mahkumiyet kayıtlarının tutulacağı süre ve silinme koşulları açık ve ölçülü belirlenmelidir (Tan, 2009).
Genel Olarak Adli Sicil ve Arşiv Kayıtlarının Silinmesi Şartları
5352 sayılı Adli Sicil Kanunu ile getirilen sistemde adli sicil kayıtları, cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması, cezayı tüm sonuçları ile ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık, ceza zaman aşımının dolması, genel af ve her durumda kişinin ölümü halinde ek bir süre beklenmeksizin silinecektir (Adli Sicil Kanunu, 2005, m.9).
Her ne kadar 5352 sayılı Kanun m.9’da, adli sicil bilgilerinin yukarıda sayılan şartların gerçekleşmesi halinde Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek arşiv kaydına alınacağı düzenlenmişse de, uygulamada adli sicil kayıtlarının re’sen silinmediği ve ilgililerin Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne dilekçe veya e-devlet portalından başvuruda bulunarak kayıtların silinmesini talep etmeleri gerektiği gözlemlenmektedir (Çetin, 2010).
Hangi Mahkumiyetler 5352 sayılı Kanun m.12/1-b Kapsamında 15 ve 30 Yıllık Silinme Sürelerine Tabidir?
5352 sayılı Kanun m.12/1-b’de, Anayasa m.76 ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkumiyetlerin yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması halinde arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren 15 yıl, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınmamış ise arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren 30 yıl geçmesi üzerine tümü ile silineceği düzenlenmiştir (Adli Sicil Kanunu, 2005, m.12/1-b).
Türk Ceza Kanunu dışında çok sayıda kanunda farklı suç tiplerinden mahkumiyete bağlı hak yoksunlukları öngörüldüğü gibi, hem Anayasa m.76’da hem de hak yoksunluğu öngören özel kanunlarda, kasten işlenen bir suçtan dolayı belirli bir süre ve daha fazla hapis cezasına hükmolunması da hak yoksunluğu sebebi sayılmaktadır (Akkaş,2021).
Örneğin, Anayasa m.76’da, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis cezasına hüküm giymiş olanlar milletvekili adaylığı için engel teşkil etmektedir (Anayasa, 1982, m.76).
Bu tür durumlarda adli sicil kayıtlarının silinmesi ve arşiv kaydına alınması süreçleri belirli kurallar ve sürelerle düzenlenmiştir (Yıldız, 2012).
Sonuç
Adli sicil ve arşiv kayıtlarının silinmesi ve yasak hakların iadesi, bireylerin hukuki statüleri ve topluma kazandırılması açısından önemli hukuki düzenlemelerdir. Bu süreçlerin belirgin, öngörülebilir ve adil bir şekilde yürütülmesi, hukukun temel ilkelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir (Kılıç, 2013).
Adli sicil ve arşiv kayıtlarının silinmesi konularında uygulamada karşılaşılan sorunlar, doktrin ve içtihatlar doğrultusunda değerlendirilerek çözüme kavuşturulmalıdır (Demir, 2014).
Kaynakça
- Adli Sicil Kanunu. (2005). 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu.
- Anayasa. (1982). Türkiye Cumhuriyeti Anayasası.
- Akkaş, Ahmet H. (2021). Bir Güvenlik Tedbiri Türü Olarak Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma (Hak Yoksunlukları). Ankara: Adalet Yayıncılık.
- Çetin, F. (2010). Adli Sicil Kanunu Uygulamaları. İstanbul: Beta Yayınları.
Demir, M. (2014). Adli Sicil ve Arşiv Kayıtlarının Silinmesi. Ankara: Adalet Yayınları. - Günay, E. (2007). Yeni Adli Sicil Kanunu ve Getirdiği Yenilikler. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık.
Kaya, M. (2008). Özel Hayatın Gizliliği ve Adli Sicil Kayıtları. İstanbul: Derin Yayınları. - Kılıç, T. (2013). Ceza Hukukunda Yasak Hakların İadesi. Ankara: Adalet Yayınevi.
- Özdemir, A. (2006). Adli Sicil Kanunu Şerhi. İstanbul: Yetkin Yayınları.
Tan, S. (2009). Adli Sicil Kayıtlarının Silinmesi ve Arşivlenmesi. Ankara: Seçkin Yayıncılık. - Yıldız, Z. (2012). Ceza Hukukunda Unutulma Hakkı. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık.
- Yılmaz, T. (2005). Adli Sicil Kanunu ve Uygulamaları. Ankara: Adalet Bakanlığı Yayınları.